"Bu hayatın içinde her yanı sarılmış ruhlar kim bunlar, bir yanda iyiler bir yanda kötüler
Elimde bir tek renk korkunun rengi karanlık,
Geçtiğim yolar aklıma geliyor ayazda kalmış titrek bedenlerde yaşayan ben. Kim bilir bir umut'mu bu, işte tamda orada senin için mi yoksa bir başkası için mi. Hey sen ağlıyor ve gülüyorsun şimdi vakit senin ve her halini yaşa. Ve sen gidiyorsun işte sırtında geçmişin herşey ayan beyan bir sorgu zamanındasın. karanlık hayallerin içinde olmak kim bilir karanlığın rengini, sen karanlık içindesin umudun ve çaren tükendi.
Şimdi sıra senin değil ama sıra sende.
Ölüm ne demekti ve sen şimdi bitişi anlat kendine bir gün önce doğanı bir gün sonra doğacağı kat hesaba, unutma bu sözleri bu hesap isyanı ile varlığını tehdit eden senden gelen bir ses.
Kimseye uzak olmayan sana yakın olan senin sesin "
Aslında yeni başlayan bir şey yok.
Zaten herşey yazılmıştı bize düşen uygulamak ve yaşamak'mı herşeyin izahatı sadece böyle kolay'mı
Kimi zaman korkular kimi zaman endişeler içinde yaşamak, ürpertici bir gerçeğin ortasında olmak nasıl bir duygu?
Bu hayatta merak edilenler vardır alem ve tüm gizemi, sırlar içinde saklı bir hazine sandığı gibi haritası kayıp ıssız bilinmeyen bir yerde. Bulmakla ilgisi olmayan sadece verilen bir armağan mı, yoksa daha tuhaf gizemler mi var bilemiyorum. Bunun içinde yaşamak çok acayip tüm gerçekliklerin ardında bir gerçek, tüm gizemlerin üstünde bir gizemde yaşamak....
"Bu hayatın içinde her yanı sarılmış ruhlar kim bunlar, bir yanda iyiler bir yanda kötüler
Elimde bir tek renk korkunun rengi karanlık,
Geçtiğim yolar aklıma geliyor ayazda kalmış titrek bedenlerde yaşayan ben. Kim bilir bir umut'mu bu, işte tamda orada senin için mi yoksa bir başkası için mi. Hey sen ağlıyor ve gülüyorsun şimdi vakit senin ve her halini yaşa. Ve sen gidiyorsun işte sırtında geçmişin herşey ayan beyan bir sorgu zamanındasın. karanlık hayallerin içinde olmak kim bilir karanlığın rengini, sen karanlık içindesin umudun ve çaren tükendi.
Şimdi sıra senin değil ama sıra sende.
Ölüm ne demekti ve sen şimdi bitişi anlat kendine bir gün önce doğanı bir gün sonra doğacağı kat hesaba, unutma bu sözleri bu hesap isyanı ile varlığını tehdit eden senden gelen bir ses.
Kimseye uzak olmayan sana yakın olan senin sesin "
Aslında yeni başlayan bir şey yok.
Zaten herşey yazılmıştı bize düşen uygulamak ve yaşamak'mı herşeyin izahatı sadece böyle kolay'mı
Kimi zaman korkular kimi zaman endişeler içinde yaşamak, ürpertici bir gerçeğin ortasında olmak nasıl bir duygu?
Bu hayatta merak edilenler vardır alem ve tüm gizemi, sırlar içinde saklı bir hazine sandığı gibi haritası kayıp ıssız bilinmeyen bir yerde. Bulmakla ilgisi olmayan sadece verilen bir armağan mı, yoksa daha tuhaf gizemler mi var bilemiyorum. Bunun içinde yaşamak çok acayip tüm gerçekliklerin ardında bir gerçek, tüm gizemlerin üstünde bir gizemde yaşamak....
AFFET BABACIĞIM - İBRETLİK BİR KISSA
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu.
Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı.
Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı.
Hâlâ onu ölürcesine seviyordu.
Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu.
Babasını yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti . Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.
Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu; "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Oğlu sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve...
AFFET BABACIĞIM - İBRETLİK BİR KISSA
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu.
Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı.
Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı.
Hâlâ onu ölürcesine seviyordu.
Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu.
Babasını yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti . Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.
Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu; "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Oğlu sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve...
AFFET BABACIĞIM - İBRETLİK BİR KISSA
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu.
Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı.
Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı.
Hâlâ onu ölürcesine seviyordu.
Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu.
Babasını yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti . Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.
Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu; "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Oğlu sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve...