Loading...
 
tr
Tansu Gürsoy
Kadın 22 y.o.
Sevmek kadar sevilmekte bir acının yara bandıdır ama gerçekten sevmek yar değil yardan yara almaktır.
Sevmek kadar sevilmekte bir acının yara bandıdır ama gerçekten sevmek yar değil yardan yara almaktır.
11%
İlginç kullanıcı mı? Bu ek verilerle bu kullanıcı hakkında kendi sonuçlarınızı oluşturun:
Kimseyi engellemedi ya da engellemedi.
147 arkadaşlık isteği aldı ve 26 kabul etti. 121 'i yok saydı ve gözetimsiz olarak bekleyen 0 var.
34 arkadaşlık isteği gönderdi ve 29 kabul etti. 5 göz ardı edildi ve henüz 0 cevapsız kaldı.

Arkadaşlar

Serkan BEKİROĞULLARI
Bilişim ve Teknoloji
Penguen Tasarım VİP
Astroloji
Ömer Ekşi
Seda SOYLU
Flaş Haber  7/24
Whordark
Zimany Linda
Orhan Yanık
EMİN KARIŞAN
Hüseyin cenk
Bill Watzmanescu
Kai Vaidyaez
Mert
mehmet mengüç
Engin Arayis
Sinan Uzun
Mert karaataş
Simayaliye
Sevgi basık
emre gökdemir
emre gökdemir
B.Söylemez
Mustafa Erbas
Sefa açık
Soner Kırtıl
Maksume sultan
Okan BÜYÜKÇELEBİ
Hüseyin YILMAZ
Hakan temizel
Hasan akkurt
Alikemal Akyasan
Alper Aslanoğlu
Berkay kaya
Müge Anlı
Gönül Dağı
Ebubekir aktaş
Anıl Yıldız
Neşet Altın
Ferid Uluçınar
Mehmet Ilhan
Yuliyan Aleksiev
Neyfel Kahramaner
Hayrettin Karaoğuz
Giyim İlanları
Umut Can
Kara Poyraz
Ramazan tekiş
Ülkü Cantürk
Sotnikova Svetlana
Betül Su
Mehmet Bozkurt
Mehmet Bozkurt
Maşallah Atiş
HasanAkkoyun
Ahmet Furuncu
Sinan Timur
Emre Öztürk
Sevda Yazar
Klinik Danışman
Sevda Gülcan
Erkan sayan
Ümit abaylı
Serhat Arslan
Emin Yaman
Joychen Gersava Cabrera
Ikidamla Gözyaşı
Resul kurnaz

Haber Kaynağı

  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy Tansu Gürsoy Mutlu yıllar mutluluk daima seninle olsun.
    Doğum Günü: Tansu Gürsoy: Kasım 01
    0 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy Gruba katıldın
    0 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy Yeni bir Blog yayınladı
    Geçmişin izleri "Yeni gelenlerin imtihanı ile unutuldu"
    "TÜRKİYE Sene 1995 YAŞANMIŞ BİR GERÇEK HAYAT BİLGİSİ TARİH DERS KİTAPLARINDA OKUTULDUĞU GİBİ DEĞİL".Yaşadıkları olayı anlatan kendi kaleminden Antalya'nın en ücra bir dağ köyünde doğmuş büyümüş Safiye Çetinkaya'nın duygu dolu Dramı.. Ortaokul ve lise yıllarım; sıkı Atatürkçü ve devrimci bir zihniyete sahibim. Çok okuyorum. Öğretmenlerim benim sağlam bir komünist olacağıma garanti gözüyle baktıkları için sürekli kendi kütüphanelerinde ki Lenin, Hitler, Mao, Mussolini'nin kitaplarını hediye ediyorlar. (Kıyaslama yapmam için) Durmadan tarih okuyorum.İslamcıların yerinin tek Arabistan olduğunu ve dünyayı sadece sosyalizmin kurtaracağına inanıyorum. Kimsenin yaşam şekline karışılmayacağı bir ülke hayal ediyordum. Sonra birden, ansızın hayattaki en önemli şeyi öğreniyorum. Oysa hazır değilim henüz bu yükü kaldırmaya. Sağlığın en kıymetli şey olduğunu ve bütün ideolojilerin sağlık söz konusu olunca yok olduğunu öğreniyorum.Sene 1995 ve annem ağır bir hastalığa yakalandı. Ameliyat olması gerekli. Babam hastanelerden sıra almak için günlerce uğraşıyor ama bir yıl sonrasına sıra veriyorlar. Okuldan eve hep korkarak geliyorum. "Ya ben okuldayken annem öldüyse!" Bu korku beni bitiriyor. Derslerim kötüye gidiyor. "Koca ülkede annemi ameliyat edecek hastane ve doktor nasıl olmaz?" diye isyanlardayım. Sonra babam elindeki avcundakini satarak bu günün parasıyla sıfır bir araba alacak kadar parayı temin ediyor ve doktora bıçak parası diye veriyor.Annem iyi olacak ya, giden parayı gözümüz bile görmüyor. Hastane elimize bir liste verdi. Eczaneden aldığımız listenin içinde onlarca serum, iğne, ilaç hatta yara bandı kutuları dahi vardı. Bunların yarısı bile anneme kullanılmadı. Meğerse hastanelerin ilaçlarını bizim gibi hastalar temin ediyormuş.Hastaneden sonra ki günler daha içler acısıydı. Babam ilaç almak için gece üçte koltuğunun altına küçük bir battaniye alıyor sıraya girmek için gidiyordu. Akşam geldiğinde üç ilaçtan ikisi olmuyordu. Diğer gün ve diğer günler hep aynı manzaraya tanık oluyordum. Hep düşünüyordum, sosyal bir devlet anlayışı böyle mi olmalıydı?O güne kadar okuduklarımda bir yanlışlık olmalıydı. Sorgulamaya başladım. Tabi bu arada annemin durumu yine kötüye gitti. Evde yalnızım, ne yapacağımı bilmiyorum. Ambulansı aradım. Yok dediler. Hasbelkader yine hastane gittik ve bir yıl önceki işkencelerin daha fazlasını yaşadık. Annemi kaybetme korkusu ve dualar. Rabbim ile tanışmak. İslamı öğrenme günlerine geçiyorum.Ne tarih okullarda bana öğretildiği gibi değil, ne de islam bana empoze edildiği gibi değil. Sıfırdan başlıyorum araştırmaya, öğrenmeye... Üniversiteye gidiyorum. Bu defaki hayallerim çok başka. Tam bir mücahide bayan olarak, ülkemin gelişmesi için bende elimi taşın altına koyacağım. Ve 28 şubat. Bir zamanlar benimde içinde olduğum o azgın azınlığın zulüm yılları. Başörtüsünden dolayı okuldan atılıyorum. Zamanında başörtülüler Arabistan'a gitsin diyen ben şimdi aynı şekilde imtihan oluyordum.Bana kimsenin yaşam özgürlüğüne karışılmadığı bir ülke hayal ettirenler şimdi yaşamı ben ve benim gibilere zindan ediyordu. "Kızlar okumalı" diyen o güya çağdaş kadın dernekleri bizi okuyacak kızdan saymıyordu. Toplumdan dışlanıyorduk. Kırgındım ama ülkeme hiç küsmedim. Yıllar içinde ben, ailem çok kez hastanelik durumlar yaşadık. Bir kaza sonucu kızımın çene kemiği kırıldı ve yüzünün yarısı içine çöktü. Ambulans beş dakikada geldi ve yıllar öncesi adını bile söyleyemedigimiz plastik cerrahlar kızımın yüzünde hiç iz kalmayacak şekilde Allah'ın izniyle ameliyat ettiler. Beş kuruş ödemeden evimize geldik. Zamanında kapısından kovulduğum okullarda şimdi konferanslar veriyorum. Artık hiç birşeyin sloganlarla olmadığını anladım.Simdi bana ergenler "Sen biraz tarih oku, sosyalizmi öğren, yobaz olma!" diye güya ders verircesine mesaj atıyorlar. Güzel çocuklarım ben onların kitaplarını yazarak bugüne geldim. Ve ne derseniz deyin, bu ülkenin kıymetini benden iyi kimse bilemez. Hele yeni ergenler bu konuda hiç laf etmesin. Çünkü onlar rahatın içine doğdular. Dışlanmadılar, kuyrukta ölüm ile yaşam mücadelesini vermediler...Küçük bir not; benim doğduğum köy Antalya'nın en ücra bir dağ köyü. Yıllarca unutulmuş, yok sayılmış bir köydü. Şimdiler de köyümün kaldırımlarını bile iki ayda bir boyuyorlar ve 15 günde bir yaşlılarının, engellilerinin saç, sakal tıraşları yapılıyor, evleri temizleniyor. Bu benim ülkem ile gurur duyma sebebim... "TÜRKİYE Sene 1995 YAŞANMIŞ BİR GERÇEK HAYAT BİLGİSİ TARİH DERS KİTAPLARINDA OKUTULDUĞU GİBİ DEĞİL".Yaşadıkları olayı anlatan kendi kaleminden Antalya'nın en ücra bir dağ köyünde doğmuş büyümüş Safiye Çetinkaya'nın duygu dolu Dramı.. Ortaokul ve lise yıllarım; sıkı Atatürkçü ve devrimci bir zihniyet ... Daha fazla »»
    0 Beğen 1 Yorum Yap
    Demet İlayda Erdoğan
    Eylül 11 '19
    Gerçekten düşünüyorum eskileri neler yaşanıyordu, bile bile ölecek hastayı sırf para kazanmak için ameliyata sokup ölüsünü teslim ederlerdi. Doktorlar bıçak parası için neler neler yapıyorlardı. Muayene için sıra almaya giderdik onun bile sırasını beklerdik ki muayene sırasına girebilelim. Çok eski konu değil dün desek yeridir. Birileri devleti kötülüyor ama onarın bizim gibi vatan millet diye bir derdi yok. Gerçekten düşünüyorum eskileri neler yaşanıyordu, bile bile ölecek hastayı sırf para kazanmak için ameliyata sokup ölüsünü teslim ederlerdi. Doktorlar bıçak parası için neler neler yapıyorlardı. Muaye ... Devamı >>>>
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu GürsoyShagun Sharma'nın Fotoğrafını beğendi
    Akış kanalı resimleri Albümüne 1 görüntü ekledi
    “Maybe some women aren’t meant to be tamed.
    Maybe they just need to run free til they find someone just as wild to run with them.”-
    Sex and the City
    3 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu GürsoyWhordark'nın Fotoğrafını beğendi
    Akış kanalı resimleri Albümüne 1 görüntü ekledi
    Hayat umutlarla doludur...
    20 üye beğendi
    20 Beğen 8 Yorum Yap
    Silviya Shenkova
    Ağustos 10 '15
    gerçekten çok güzel
    Ceyda TÜREN Admin
    Eylül 22 '16
    Daha neler göreceğiz Ne güzellik bayıldımm
    MSA Gayrimenkul
    Mayıs 17 '17
    Hayat umut varsa deva eder ne zaman umutlar biter hayat biter.
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy Kapak resmini beğendi Ekleyen: Breanna Perry
    Kapak resmi değiştirildi
    4 üye beğendi
    4 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy Kapak resmini beğendi Ekleyen: Elif Elena
    Kapak resmi değiştirildi
    Tansu Gürsoy beğendi
    1 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu GürsoyDemet İlayda Erdoğan'nın Durum güncellemesini beğendi
    Bir insan sizden kolaylıkla vazgeçiyorsa yada yokluğunuza hemen alışmışsa onunla yaşadığınız herşeyi unutun hiç biri gerçek deildir
    3 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy durumunu beğendi
    Sen beni yanlış anladın. Unutamadım değil unutmadım. Bilerek ve isteyerek!


    Tansu Gürsoy ve Merhaba Beğendi
    2 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu Gürsoy durumunu beğendi
    Birçok kişinin hayali olursun gidip gerçeği olmak istersin, o da hayal olur.

    Tansu Gürsoy ve Merhaba Beğendi
    2 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tansu Gürsoy
    Tansu GürsoySerkan BEKİROĞULLARI'nın Fotoğrafını beğendi
    Akış kanalı resimleri Albümüne 1 görüntü ekledi
    Ona ;
    -"Yumurtaları ne kadara satıyorsun?"
    diye sordu."
    Yaşlı adam cevap verdi,
    -"Tanesi 1 lira hanımefendi" deyince,
    -"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa gideceğim. ' ' '
    Yaşlı satıcı şöyle cevap verdi:
    -"Gel istediğin fiyata al.
    Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta bile satamadım"
    Yumurtaları aldı ve kazandığını (!) hissederek çekip gitti.

    Süslü arabasına bindi ve arkadaşıyla lüks bir restorana gitti.
    Orada, o ve arkadaşı, istedikleri her şeyi sipariş ettiler.
    Biraz yediler ve sipariş ettikleri birçok şeyi de yemeden bıraktılar.
    Sonra hesabı istedi.
    Fatura ona 150 TLye mal oldu.
    200 TL verdi ve üstü kalsın dedi

    ▪Mesele şu ki,
    Neden her zaman muhtaç olanlardan satın aldığımız zaman güç bizde oluyor?
    ▪Ve neden biz ihtiyacı olmayan insanlara karşı cömert olduk?

    Bir yerde okumuştum.
    ▪Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı.
    Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi.
    Bu rol beni endişelendirdi ve ona,
    -"Neden böyle yapıyorsun.?" diye sormuştum
    Babam şöyle cevap vermişti :
    -" Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan yardımdır.

    **Hayatta; iyi insanlarla, , kuldan utanması olan insanlarla karşılaşmanız dileği ile...

    Ona ;
    -"Yumurtaları ne kadara satıyorsun?"
    diye sordu."
    Yaşlı adam cevap verdi,
    -"Tanesi 1 lira hanımefendi" deyince,
    -"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa gideceğim. ' ' '
    Yaşlı satıcı şöyle cevap verdi:
    -"Gel istediğin fiyata al.
    Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta b ... Devamı >>>>

    4 üye beğendi
    4 Beğen 1 Yorum Yap
    Ceyda TÜREN Admin
    Ekim 28 '18
    Sorsan herkes aç herkes darda ama çöplerde yemek dolu. Yemek haneler ve lokantalar her gün tonlarca yemeği çöpe atıyor bir garip lokma istedimi hor görülüp itilip kakılıyor.
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor

Projem

Henüz hiç projeler başlamamış

Oy

Verdiğin oy:
Toplam: 4.75 ( 4 oranlar)
'':
Yanıp sönen efekti
Kaydırma efekti
Değerlendirme: