LCW Waikiki Kamuoyunu yanıltmaktan vazgeç!

Cebindeki akrebi öldür!

Büyüklüğüne yakışan bir katkıda bulun!

24 Nisan-28 Nisan tarihleri arasında, Rana Plaza Kurbanlarını anmak ve bu felaketten geride kalanlara tazminat ödenmesini sağlamak için eylemler gerçekleştirdik.

Temiz Giysi Kampanyası Türkiye olarak Dünya Kadın Yürüyüşü ve Adalet Arayan İşçi Aileleri’nin de desteği ile gerçekleştirdiğimiz eylemlerin ardından LC Waikiki, önce bir miktar para ödeyeceğini açıkladı. Ancak daha sonra iddialarımızın asılsız olduğunu belirttiği bir basın açıklaması yaptı.

Peki iddialarımız asılsız mı?

LC Waikiki’nin söylediği doğru ile başlayalım:

LC Waikiki şöyle diyor: “Türkiye’de moda ve perakende sektörünün lideri olan LC Waikiki, Accord’u ilk imzalayan (7 Haziran 2013 tarihinde) markalardan biri olmakla birlikte, ilk imzalayan Türk Markasıdır.”

Cevabımız:

Doğruya doğru: Türkiye’de Bangladeş Bina ve Yangın Güvenliği Anlaşması’nı imzalayan iki markadan biri LC Waikiki’dir. LCW bu anlaşmayı kendi kendine imzalamamış, Türkiye Temiz Giysi Kampanyası’nın bu konuda ile ilgili kampanyaya başlamasının hemen ardından, kendi genel merkezlerinde yapılan bir görüşme sonrası imzalamıştır. Bu görüşme sırasında da LCW yetkilileri, Rana Plaza’da üretimleri olmadığını iddia etmeye devam etmişlerdir.

LC Waikiki şöyle diyor:

“Haberlerde LC Waikiki’nin Rana Plaza’da üretim yaptırdığı ve mağdurlara hiçbir katkıda bulunmadığı iddiaları yer almıştır. Bu iddiaların İKİSİ DE kesinlikle asılsızdır”

Bununla ilgili tamamen açık olalım :

LC Waikiki Rana Plaza’da asla üretim (doğrudan ya da dolaylı olarak) yaptırmamış, buna rağmen insani görevler çerçevesinde mağdurlara ve Bangladeş Accord’a* önemli derecede maddi KATKIDA BULUNMUŞTUR”

Cevabımız:

Madem LCW yetkilileri açık olmak istiyorlar biz de bu konu ile ilgili “tamamen açık” olalım:

Aşağıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz giysi Rana Plaza yıkıntıları arasından çıkmıştır:

resim kaynak http://www.tearsinthefabric.com/#!Labels/zoom/cyuu/image8ox

Biraz daha açık olursak durum şudur:

Aşağıda linki olan belgeselin 19. dakika, 26. saniyesinde bir işçi yakını şöyle demektedir: “Bu işçiye (erkek işçiye) ait (bir giysi) değildi. Bunu üretiyordu. (LC Waikiki markasını gösteriyor.) Ürettiği buydu. Burada markalar için üretilen pek çok hazır giyim eşyası vardı.”

LC Waikiki’ye soruyoruz: Bu kadına da, Rana Plaza’da yitirdiği kızının mezarına giderken Rana Plaza kalıntıları arasından geçen bu kadına da, bize ve kamuoyuna söylediğinizi söyleyip; “biz burada üretim yapmadık!” deme cüretini gösterecek misiniz?

Hatırlatmak isteriz ki Rana Plaza çöktüğü andan itibaren pek çok uluslararası marka, önce burada üretim yaptığını reddetmiş, arkasından yapılan pek çok kampanya sonucu, sendikaların çağrıları ile milyonlarca imza kendilerine ulaştığında kamuoyu baskısı ile Rana Plaza’daki üretimlerini kabul etmişlerdir. Bangladeş Accord’a imza atmışlar, bu felaket konusunda sorumluluklarını kabullenmişler, yine kamuoyu baskısı ile Trust Fund’a katkıda bulunmuşlardır.

LC Waikiki diyor ki:

“Felaketin ardından LC Waikiki, Türk Kızılayı aracılığıyla “acil durum yardımı” organize edip, bunun Rana Plaza mağdurlarına dağıtılmasını sağlamıştır. O zamandan beri, LC Waikiki Rana Plaza Bağışçılar Güven Fonu’na da ayrıca doğrudan yardımlar da yapmıştır. LC Waikiki her ne kadar Rana Plaza’da üretim yaptırmamış olsa da, bu katkıları sosyal vatandaşlık bilinciyle yapmıştır.”

Cevabımız:

LCW eğer “sosyal vatandaşlık” bilinci ile hareket ediyorsa, öncelikle sorumluluğunu yerine getirmelidir. Sorumluluğu “yardım, hayır ve hasenat” değildir. Sorumluluğu işçi ve işçi yakınlarının uluslararası normlara göre ve kamuoyu vicdanına uygun katkıyı vermektir.

Açık olan şudur ki ödenecek hiçbir miktar, bu felaketin geride kalanlarda açtığı fiziksel ve duygusal yaraları iyileştirmeyecek, yitirilenlerin acısını azaltmayacaktır. Ancak geride kalanlar ve yitirilenlerin aileleri, bu felaket sonucu yaşadıkları yoksulluğa ve tedavilerini sürdüremeyecek şekilde yaşamaya terk edilemez. Geride kalanların yaraları, hem tedavilerinin yapılması anlamında hem de geride kalanları acı bir yoksulluğa mahkum etmemek anlamında sarılmalıdır.

Bunun için tam olarak 30 milyon dolara ihtiyaç vardır ve bunun 27.3 milyon doları toplanmış durumdadır. Bangladeş’te üretim yapan tüm markalar bu fona kendi ödeme kabiliyetleri oranında, büyüklükleri oranında ve Rana Plaza ile ilişkileri oranında ödeme yapmalıdırlar. Henüz bunu layıkıyla yerine getirmiş değillerdir.

Bangladeş’te üretim yapan ve katkıda bulunması beklenen markalar beş gruba ayrılmaktadır; mega, büyük, orta, küçük ve çok küçük.

Mega markalar (karları 1 milyar dolardan fazla olan markalar): Inditex, Carrefour, Walmart

Büyük markalar (karları 300 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında olan markalar) Auchan, Loblaws, Primark, JC Penney ve LC Waikiki’dir. Üç marka Auchan, Loblaws, Primark,1,5 milyon dolar ile 8 milyon dolar arasında katkıda bulunmuştur.

Aynı kategoride yer alan JC Penney katkıda bulunmamıştır.

LC Waikiki ise katkıda bulunacağını ifade etmiş ancak miktarı açıklamamıştır. Ne yazık ki yapacakları katkıyı açıklamayan markaların katkı miktarları (mega-büyük-orta-küçük-çok küçük marka olmalarından bağımsız olarak) çok çok düşük olmaktadır.

Anlaşılan odur ki mesele maddi katkıda bulunmaya geldiğinde, Türkiye’nin en büyük hazır giyim markası olmakla övünen LC Waikiki, bu büyüklüğüne uygun davranmamakta, cimrileşmekte, adeta küçücük olmaktadır.

Kendileri ILO’dan bir takdir mektubu aldıkları için kutlamadan geçemeyeceğiz; ancak Bangladeş Accord’a bağış yaptıkları bilgisi de maalesef yanıltıcıdır.

LC Waikiki şöyle demektedir:

“Mağdurlara direkt yapılan bağışlara ek olarak Bangladeş Yangın ve Güvenlik İttifakı’na yapılan katkıları da belirtmeliyiz. LC Waikiki, Bangladeş’te bulunan fabrikaların daha yüksek standartlara çıkarılması için güvenlik koşullarının iyileştirilmesi ile aktif olarak ilgilenen Bangladeş Yangın ve Güvenlik İttifakı’na, bu zamana kadar oldukça önemli iki bağışta bulunmuş ve üçüncü bağışını da yapmak üzeredir.

Yukarıda sözü geçen tüm maddi katkılar önemli ölçülerdedir ve halen devam etmektedir. Bu aksiyonlar LC Waikiki’nin vatandaşlık bilincinin bir yansıması VE Bangladeş işçilerinin daha güvenli koşullarda çalışması için bir taahhüt niteliği taşımaktadır”

Cevabımız:

LC Waikiki çok iyi bilmektedir ki Bangladeş Accord’a imza atan tüm markalar Bangladeş’ten yaptıkları ihracat oranında bir katkıda bulunmak zorundadırlar. Bu katkı, üretim yaptıkları fabrikalarda işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerinin ve eğitimlerinin yapılmasında kullanılmaktadır. Bundan ayrı olarak bu fabrikalardaki onarımların bedelleri ise markanın sorumluluğundadır ve fabrika sahibi ile birlikte karşılanmaktadır. Bu da anlaşmanın zorunluluklarından biridir. Kısacası bu, ödemeler altına imza attıkları anlaşmayı yerine getirmenin en temel koşuludur. Buradaki ödemeler “bağış” değil anlaşmanın gereğidir. Bu anlaşma ise markaların zaten mallarını üreten işçilerin sorumluluklarını almaları, güvenli ortamda çalışmalarını sağlamaları üzerine kurulmuştur. Bugüne kadar ki ihmalleri 1139 işçinin canına mal olduğu için bu tedbirleri almak zorunda kaldılar. Zaten yerine getirmeleri gereken sorumluluğu yerine getiriyorlar, kimseye lütufta bulunmuyorlar.

LC Waikiki’ye çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz.

LC Waikiki’nin yaptığı katkılar bizim ifade ettiğimiz gibi büyüklüğüne yakışmayacak kadar az değil ise;

“Sözü geçen tüm maddi katkılar önemli ölçülerde ve halen devam etmekte” ise;

Bu miktarı açıklamaktan neden çekiniyorsunuz?

Sizin kategorinizdeki markaların verdiği katkının ne kadarını verdiniz?

Sorularımıza cevap verin ya da en iyisi:

Cebinizdeki akrebi öldürün ve büyüklüğünüze yaraşır bir katkı verin!